MHP önerisine Sn Ali Rıza ÖZTÜRK'ün TBMM konuşması


Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde ikinci söz, Mersin Milletvekili Sayın Ali Rıza Öztürk'e aittir.
Buyurun Sayın Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı mağdur olanların sorunlarının araştırılmasına yönelik Meclis araştırma önergesinin lehinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Benden önce, AKP Grubu adına konuşan Arkadaşım belirtti, yersiz olduğunu söyledi; zaten AKP Grubuna göre ne yerli yerindedir onu anlamış değilim. Meclis gündeminin tıkalı olduğunu söyledi; Meclis gündemi ne zaman açık oldu ki? AKP Grubuna göre uygun olan şey, yerinde olan şey kendi yandaşlarının çıkarlarına hizmet edecek yasaları düzenlemektir. Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması konusunda kanun tasarısı getirip kanun yapma tekniğine, adabına, ahlakına, usulüne, yöntemine, hatta millî iradeye, kanun yapma sürecine saygısız bir şekilde davranıp, onun içine kamu alacaklarının yapılandırılmasıyla ilgili olmayan -yargıyla, Orman Kanunu'yla, Sigortalar Kanunu'yla- aklınıza ne gelirse her şeyi dolduracaksınız ama gerçekten bu milletin ihtiyacı olan şeyleri dile getirmeyeceksiniz. Kendi yandaşlarınızı nasıl kurtarabilirizi hesap edeceksiniz, ona ilişkin düzenlemeleri bu torba, çuval kanunun içine dolduracaksınız, ondan sonra da karşılıksız çek keşide etme suçundan mağdur olanlarla ilgili gelen Meclis araştırma önergesi yerinde değil, uygun değil, Meclisin gündemi tıkalı? Bir senedir faili meçhullerin araştırılmasına ilişkin önerge getiriyoruz, bir senedir Meclis gündemi tıkalı. Meclisin gündemini gereksiz bir şekilde tıkayan sizsiniz, açmayan da sizsiniz. İstediğiniz yasaları buradan çıkartıyorsunuz, milletin, halkın ihtiyacı olan yasaları değil, kendinizin ve yandaşlarınızın ihtiyacı olan yasaları çıkartıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, 5941 sayılı Çek Kanunu bu Mecliste görüşülürken, o zaman bu kürsüye geldik, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak bu 5941 sayılı Çek Kanunu'nun işe yaramadığını burada anlattık. Bu Kanun'un getirilmesine neden olarak gösterilen, ileri sürülen sebeplerin o gün geçerli olmadığını ve yaşanan sorunları çözemeyeceğini söyledik. O Kanun'un bugün yürürlükte kalması için az önce bu kürsüde ileri sürülen sorunların da bugün hâlâ bir geçerliliği yoktur, haklı bir dayanağı yoktur. Karşılıksız çek keşide etme fiilini suç olarak düzenleyen başka bir modern ceza hukuku yoktur.
5941 sayılı Yasa'nın görüşülmesi sırasında, Adalet Komisyonu Başkanı, Bakan, AKP'nin hukukçu milletvekillerinin çoğu ve Türk Ticaret Kanunu'nun bilim adamı olan Ünal Tekinalp, Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nu yapan bilim adamı Sayın İzzet Özgenç, hepsi ama hepsi istisnasız, karşılıksız çek keşide etmenin suç olarak düzenlenmesinin doğru olmadığını, modern ceza hukukun egemen olduğu ülkelerde böyle bir ceza yönteminin olmadığını açıklıkla dile getirdiler ve kendileri karşı olduklarını söylemelerine rağmen, burada -Başbakanın deyimiyle söylüyorum- ucube bir Çek Kanunu'nu getirdiler, Meclise dayattılar ve buradan, milletvekillerinin "indir parmaklarını, kaldır parmaklarını" etkinliğiyle o ucube kanunu geçirdiler. Sanki milletin sorunu çözüldü. Burada biz konuşurken AKP sıralarından söz atmışlar, Meclis tutanakları orada. Biz bu kanunun bu insanların sorununu çözemeyeceğini söylemişiz, "Çözer, çözer." demişler.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu karşılıksız çek keşide etme, 17/1/1929'la 2/4/1985 arasında doğrudan dolandırıcılık kapsamı içerisinde değerlendirilmiş, 3/4/1985'le 7/3/2003 arasında bağımsız bir suç tipi olarak öngörülmüş ve doğrudan hapis cezasıyla cezalandırılması öngörülmüş. Eğer sorunu çözebilseydi, o tarihte, doğrudan hapis cezasının modelinin öngörüldüğü bir dönemde bu sorun çözülebilirdi ve 8/3/2003 tarihinden itibaren de karşılıksız çek keşide etme fiili yine suç olarak düzenlenmiş ancak doğrudan hapis cezası değil, adli para cezası ödenmediği zaman hapis cezasına dönüşen bir adli para cezası sistemi getirilmiş. Bu, çek karşılığı için öngörülen adli para cezasını ödeme gücü olan adam bunu ödeyebilse zaten çekin bedelini öder, adli para cezasını ödemez. O zaman dava kendiliğinden düşer, hapishaneye girmez. Yani böyle bir ceza sisteminin öngörülmüş olmasının makul, haklı, kabul edilebilir, akla sığan bir yanı da yok. Yani ben eğer karşılıksız bir çek vermişsem, bunun için öngörülen adli para cezasını ödeme gücüm varsa onu ödemem, çekin bedelini öderim, dava zaten düşer.
Ve buna rağmen değerli arkadaşlarım, 5941 sayılı Yasa'yı geçen sene çıkartmışız, yine sistemi aynen korumuşuz, yani adli para cezasını tekrar korumuşuz. Bu ne demek? Karşılıksız çek bedeli ödenmediği takdirde, o zaman adli para cezasına dönüşecek, adli para cezası ödenmediği zaman otomatikman hapis cezasına dönüşecek değerli arkadaşlarım.
Peki, karşılıksız çek keşide etme suçu düzenlenince karşılıksız çek keşide etme sayısında bir azalma olmuş mu o tarihten bugüne kadar? Olmamış. Peki, karşılıksız çek keşide etmede çek kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine almış mı? Almamış. Kara paranın aklanmasının ya da terörü finansmanının önlenmesini sağlayabilmiş mi? Sağlayamamış. Dava sayısında artma olmuş mu? Olmamış. Şimdi arkadaşım burada söyledi, karşılıksız çek keşide etme suçunda azalma olmuş. Yok ya! 5941 sayılı Yasa Kasım-Aralık aylarında bu Meclisten çıkmış 2009'un sonunda. Bakın, ben söyleyeyim: 19.872 dava karara bağlanmış 2009 yılında, 2010 yılına 30.580 dava devretmiş değerli arkadaşlarım, 2010 yılına 30.580 dava devretmiş! Şimdi, şu anda, Yargıtay 10. Ceza Dairesinde 45 bin civarında karşılıksız çek dosyası bulunmaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında 100 bin aşkını çek dosyası bulunmaktadır. Buna rağmen, bu kürsüye gelip bu sorunu çözülmüş gibi anlatmak doğru değildir. Eğer bu sorun çözülmüşse bu yaşta, bu kışta, yağmur altında, çek mağdurları olarak bilinen insanların -kadınların, erkeklerin- bugün Abdi İpekçi Parkı'nda ne işi vardı? Şimdi, bu çeki bir işçi kullanmaz, memur kullanmaz, bu çeki en azından kendi iş yerini çevirebilecek ekonomik gücü olan esnaf ya da iş adamları kullanır. Şimdi, karşılıksız çek keşide etmekten dolayı özgürlüklerinden mahrum bırakıldıkları için bu insanlar bir yandan kendi karşılığı olan çeklerin alacağını tahsil edemiyorlar, bir yandan da bu çeklerin bedeli olan borçlarını ödeyemiyorlar. Yani bundan ekonominin bir kazancı var mı Allah aşkına? Efendim, karşılıksız çek keşide etme suçunu muhafaza etmezsek ekonomi allak bullak olurmuş! Peki, her vesileyle burada söylediğimiz Avrupa Birliği ülkelerinde karşılıksız çek keşide etme suçu yok, Amerika'da karşılıksız çek keşide etme suçu yok; orada, kapitalizmin en gelişmiş ülkelerinde ekonomi allak bullak mı oluyor? Türkiye gibi birkaç tane yoksul, geri kalmış ülkede karşılıksız çek keşide etme suçu var.
Değerli arkadaşlarım, bir yandan Avrupa Birliğinin hukukuna özeneceksiniz, bir yandan Avrupa Birliğinin hukuk standartlarına ayak uydurmaya çalışacaksınız ama bir yandan da o ülkelerdeki hukuku kendi ülkenizde uygulamayacaksınız.
Şimdi, bakın, arkadaşlar, çek, peşin ödemenin aracıdır, çek -bundan önce bir arkadaşımın söylediği gibi- kredili alışverişin, vadeli alışverişin bir ödeme aracı değildir. Taksitli, vadeli, kredili alışverişin ödeme aracı senettir. Eğer siz, çeki, peşin ödeme aracından, vasfından çıkartıp vadeli bir alışverişin argümanı hâline getirirseniz onu bono vasfına indirgemişsiniz demektir. O zaman, bononun bağlı olduğu alacağın tahsili olmadığı zaman nasıl ki bir hapis cezası yok ise bono vasfına indirgenmiş vadeli bir çekin alacağı tahsil edilemediği zaman niye buna hapis cezası öngörüyorsunuz? Yani çekin bağlı olduğu alacağı bononun bağlı olduğu alacaktan daha fazla bir güvenceye sahip olmasını gerektiren hukuki, haklı neden nedir? Hatta, hem bonodan hem de çekten daha kuvvetli bir belgeye bağlı mahkeme ilamlarının içerisine alacak ne var?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayınız lütfen.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Bu alacaklar ödenmediği zaman bunlara bir hapis cezası yok değerli arkadaşlarım. Yani bugüne kadar Türkiye'de yaşanan olaylar, karşılıksız çek keşide etme suçunun, fiilinin suç olarak düzenlenmesinden dolayı ekonominin de fayda görmediğini, bu karşılıksız çek keşide yapanların da bundan zarar gördüğünü, çek alacaklılarının da bundan zarar gördüğünü hiçbir kuşkuya ve duraksamaya yer bırakmayacak bir şekilde açıkça ispatlamıştır. Bunda ısrar etmenin anlamı yoktur, bunun kimseye bir faydası yoktur. Ekonominin kendi kuralları içerisinde işler hâle getirilebilmesi için ekonominin dinamiklerine saygı duymak gerekmektedir. Bununla yapılmak istenilen, sadece bu ülkenin sorunlarının devamında yarar görülmektedir. O nedenle, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun önerisinin çok yerinde bir öneri olduğunu düşünüyorum. Yani, AKP Grubunun temsilcisi gibi "Yersiz bir öneri." olarak değil çok yerinde, haklı bir öneri olduğunu düşünüyorum. O nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sonuna kadar bu önerinin lehinde olduğumuzu söylüyorum, saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öztürk.

MHP ve CHP  nin bizlere vermiş olduğu destek için TEŞEKKÜRLER  akp ye gelince SANDIKTA GÖRÜŞÜRÜZ !

1 Yorum"MHP önerisine Sn Ali Rıza ÖZTÜRK'ün TBMM konuşması"

Adsız dedi ki...

Helal olsun adama.

Yorum Gönder

“Hiç kimse yalnızca borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz “

http://www.wikio.comFriendFeed'de bana abone olAdd to Technorati FavoritesPowered by  MyPagerank.Net web siteleriEconomics Blogs - BlogCatalog Blog Directory

powered by Blogger | WordPress by Newwpthemes