12:33:00 ÖS
User
HER gün onlarca mektup alırım cezaevinden... Oradan yazan herkes kendince haklıdır ya da birileri tarafından haksızlığa uğramıştır. Bugün sizinle paylaşmak istediğim mektup ise aslında belli bir kesimin rahatsızlığını ve adalet denen çarkın işlevsizliğini anlatan örneklerden bir tanesi... Hizbullahçıların salıverildiği canım Türkiye’mde 34 yaşındaki bir babanın feryadı: “5 yaşında bir oğlum var, onun doğum gününü kendi doğum günüm kabul ediyorum ama ondan ayrıyım. Hem kendi ekmeğimi kazanmak hem de yanımdaki birkaç kişiye ekmek kapısı olabilmek için bir işyeri açma riskine giren birisiyim. Uzatmayayım, maalesef işlerimiz iyi gitmedi ve çekleri ödeyemedik. Anlayacağınız üzere çek suçlusuyum. Çek mağduruyum demiyorum; çünkü istemeyerek olsa dahi birilerini mağdur etmişsem, cezamı çekme taraftarıyım. Ben affedilmeyi istemiyorum ama hırsız, tecavüzcü ve katil kadar eşit adalet istiyorum. Zaten bir esnaf olarak cezaevine düşmenin utancını yaşıyorum.
Öte yandan devlet bize diyor ki, ‘Madem sen bu çeki ödeyememişsin, o zaman bir o kadar da bana borçlusun’! Çıktığınızda ise borç faiziyle katlanıyor. Geçtiğimiz yıl çek suçu işleyenler için ödeme kolaylığı amacıyla bir yasa çıkmıştı. Arkadaşlarım çıkabilmek için yararlandılar ama çıkmaları bir işe yaramadı, borç öylesine birikti ki, taahhüt verenlerin yüzde 80’i bu sözleri yerine getiremeyecekler... Ben de diyorum ki, benim gibi çek suçlularının çoğunluğu art niyet taşımadan iş yapma hayaliyle yola çıkanlar. Sonumuz belli. Ve hepimiz çocuklarımızı en az sizin sevdiğiniz kadar seviyoruz!”
Taner Selvi’ye ne diyeceğimi bilemedim... Bir suç işlemiş ve suçun cezasını çekmeye de hazır. Ama o ve onun gibi yüzlercesi, 34 yaşında boyunlarına adeta bir pranga gibi dolanan borç bataklığından makul bir ödeme koşuluyla kurtulmak istiyor.
Son derece insani bir istek...
Balçiçek İlter
Habertürk
Yayınlanan
Yorumlayınız "Evet ben çek suçlusuyum!"
Yorum Gönder
“Hiç kimse yalnızca borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz “