Şişli 6. ASCM Karşılıksız çek beraat kararı
ŞİŞLI 6. ASCM
ESAS NO : 2009/…
CELSE TARİHİ: l6/04/2009
HAKİM : YAŞAR YETİŞ 29876
C.SAVCISI: NACİ KANIK 31497
KATİP : GÜLAY TORUN 67694
Belli Gün ve saatte celse açıldı
Katılan vekili ile sanık geldi, başka gelen olmadı açık yargılamaya başlanıldı.
SANIK : Ö... ; evli, okuryazar, sabıkasız, muhasebecilik yaptığını beyan eder.
Sanığa iddianame kabul karan ve iddianame ile ekleri okunarak isnat edilen suç anlatılarak CMK nın 147 maddesindeki yasal hakları ayrı ayrı hatırlatılarak soruldu:
Sanık haklarımı anladım, savunmamı yapacağım demekle:
SANIK SAVUNMASINDA : Ben .... tekstilin muhasebecisiydim ve yetkilisi olmam nedeniyle söz konusu çeki imzalayarak şirket adına verdiğim doğrudur ancak çek bedeli sonrasında ödenmemiştir. Ben zaten daha sonra şirketle ilişkimi kestim askere gittim. Şirketin sahipleri de çek bedelini ödememişler. Ben şirketin ortağı ya da sahibi değildim. Sadece çalışanı ve yetkilisiydim. Çeki de şu anda ödeme gücüm yoktur. Bundan dolayı suçlamaları kabul etmem yazılı savunmamı tekrarlarım dedi.
Sanığın yazılı savunması okunduğunda imza yetkilisi olmadığına ilişkin beyanda bulunduğu belirterek tekrar SORULDU : Ben şirketin yetkilisi ve ortağı olan M..'den vekaletname alarak yetkili olarak çekleri imzalamıştım. Herhangi bir sahtecilik yoktur dedi.
Dosyanın yapılan incelemesinde ; Sanığın tebligatlarının gerektiği şekilde yapıldığı sanığın yazılı olarak da savunma sunduğu görüldü. Okunan evraklar dosya içerisine bırakıldı.
C.Savcısı beyan ve mütalaasında ; sanığın borcundan dolayı keşide ederek verdiği çekin süresi içinde ilgili bankaya ibraz edildiği halde karşılığının olmadığı düzeltme hakkının kullanılmadığı bu haliyle sanığın atılı suçu işlediği anlaşıldığından eylemine uyan 3167 Sayılı Kanunun 16. maddesi uyarınca cezalandırılması kamu adına talep ve mütalaa olunur, dedi.
Hazır bulunan katılan vekilinden sorulduğunda, mütalaaya katılıyoruz, sanığın cezalandırılmasını isteriz, şikayetimiz devam ediyor dedi.
Sanıktan son sözü soruldu : Eski beyanlarımı tekrar ediyorum dediği görüldü.
Dosya incelendi, Duruşmaya son verildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Aşağıda anlatılan gerekçelerle;
Açılan kamu davasıyla sanığın karşılıksız çek keşide etmekten cezalandırılması istenilmiş, müşteki taraf halen şikayetinin devam eniğini bildirmiş ve şikayetten vazgeçmemiş, sanık suçlamaları kabul etmeyerek çeki imzaladığını ancak: ödeyemediğini beyan ettiği, C.Savcısı mevcut delillerle sanığın cezalandırılması yolunda mütalaa vermiş, sanıktan son sözü. sorulduğunda eski beyanlarını tekrar ettiği görülmüştür.
5237 sayılı TCK 5. maddesinde "Bu kanunun genel hükümlerinin, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı" hükme bağlanmış, TCK'nın yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki 5252 S.Y.nın Geçici 1. maddesinde ise " Diğer kanunların, 5237 sayılı TCK'nın birinci kitabında (genel hükümler ) yer alan düzenlemelere aykırı, hükümlerinin, ilgili kanunlarda değişiklik yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulamasına devam edileceği" belirtilmiş, Yasama Organı tarafından birçok yasada TCK'nın genel hükümlerine aykırılıklar yasayla giderilmesine karşın 31.12.2008 tarihine kadar 3167 sayılı çek yasası bakımından böyle bir düzenleme: yapılmadığından çek yasasının TCK'nın genel hükümlerine aykırılık içeren kısımları artık uygulanamaz; hale gelmiştir.
Bu çerçevede aykırılık içeren kısımların artık uygulanamaz hale geldiği konusunda herhangi bir tartışma olmamakla birlikte, hangi hükümlerin aykırılık taşıdığı konusunda şimdiye kadar üç ayrı görüş belirlenmiş; bunlardan ilkinin özel kişilere yönelik olarak herhangi bir aykırılık olmadığı ve yasanın aynen uygulanacağı yönünde olduğu (Yargıtay 10.CD 2007/7947-2009/54 sayı 19.01.2009 tarihli kararının sayın çoğunluk görüşü bu doğrultudadır), bir kısmının sadece kısmi aykırılıklar olduğu ve bu aykırılıkların genel hükümlerdeki kurallarla doldurularak uygulanması gerekeceği yönünde olduğu ve bunun uyarlamayı gerektirdiği, diğer yorumun ise aykırılıkların diğer yasadan yorumla doldurmanın yasa koyucunun yerine geçmek olup kanunilikle sanık aleyhine kıyas yasağı ve hukuka aykırılığı nedeniyle 3167 SY.nun uygulanamaz hale geldiği yönünde olduğu ( Yargıtay 7, CD.nin 23/02/2009-14317 sayılı kararı bu görüşü destekler mahiyettedir) görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede ise ; öncelikle genel hükümler içerisinde 5237 SY.TCK.20.,21 .,22.ve 23.maddelerinde suçun manevi unsuruna yönelik hükümler bulunup bunlar çerçevesinde yapılan incelemede, sadece gerçek kişilerin kasten yada taksirle karşılıksız çek keşide etmesi halinde müsnet suçun oluşabileceği oysa 3167 SY. gereğince tüzel kişilere ceza verilebildiği gibi, çekin vadeli olarak çok Önceden düzenlenip verilmesine müteakip vade tarihinde sanığın kendi iradesi ve kastı dışında (hastalık, iflas, şirketteki görevinin sona ermesi v.s.) söz konusu çekin bedelinin bankada karşılığının bulundurulmam.asının müspet suçun oluşmasına engel olamayacağı bunun açık aykırılık teşkil ettiği ve değerlendirme gerektireceği düşünülmüştür.
Yine TCK.43. ve 44,maddelerinde zincirleme suç ve fikri içti maya ilişkin kuralın. 3167 SY.16/4.maddesinde yazılı her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturacağı hükmüne aykırılık teşkil ettiği açıktır.
5237 SY.TCK.52/1.maddesinde adli para cezalanma 5 gün ile 730 gün sırasında ve 20.TL. ile 100.TL.ye karşılık gelecek şekilde sanığın şahsi durumuna göre çevrilip hükmedileceğine ilişkin açık amir hükmün ise yine 3167 SY.16.maddesinde yazılı çek bedeli tutarı kadar adli para cezası verileceğine ilişkin hükme açık aykırılık taşımaktadır.
5237 SY.TCK.53/1 .maddesinde güvenlik tedbirleri ayrı ayrı ve takdire yer bırakmayacak biçimde belirtilmiş iken, 3167 SY. 16/3.maddesinde çek keşide etme yasağı tedbirinin uygulanması da aykırılık teşkil etmektedir.
5237 SY.TCK.58.maddesinde mükerrerliğe ilişkin koşullar belirtilirken bunun sonucu olarak herhangi bir ceza artırımının düzenlenmediği sadece cezanın infazına yönelik olarak hükümler içerdiği açıkken 3167 SY. 1 ö.maddesi gereğince mükerrerin 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağına ilişkin hükmü de açık aykırılık teşkil etmektedir.
5237 SY.TCK.61.maddesi gereğince hakimin somut olayda olaya ve sanığa ilişkin olarak cezayı belirleyip bireyselleştireceği ayrıntıları ile yazılmış iken 3167 SY. 1 ö.maddesi gereğince hakimin hiçbir belirleme yetkisi olmaksızın çek miktarı kadar para cezası vereceğinin yazılmış olması çok açık aykırılık teşkil etmektedir.
5237 SY.73. ve 74.maddelerinde şikayetin süresi ve sonuçlan ayrıntıları ile belirtilmiş iken buna aykırı biçimde 3167 S Y. 16b.maddesindeki düzenlemeler de aykırılık teşkil etmektedir. Bu aykırılıklar nedeniyle 3167 SY.nın aykırı olan hükümlerinin uygulanmayarak bu hükümlerin yerine 5237 SY.Türk Ceza Kanununun yukarıda anlatılan genel hükümlerinin uygulanması yolu ile yaptırım uygulanacağına ilişkin iddia ve yorumların olduğu görülmüş ise de; bu yöntemin 2709 SY Türkiye Cumhuriyeti Anayasalının 7- 11- 38 ve 87 de yazılı kuvvetler ayrılığı prensibi çerçevesinde yasa yapmak görevinin yasa koyucuya ait olup kanunen suç olmayan fiilin cezalandırılamayacağı ve cezaların şahsiliği hükümleri ile 5237 SY TCK 2/1-3 maddesinde yazılı, kanunilik ve sanık aleyhine kıyas yasağına aykırı olacağı ve 3167 SY.nun tamamen dönüştürülmesi suretiyle yeni bir yasa oluşturulamayacağı açıklığıyla mahkememizce bu görüşe itibar edilememiştir.
Anlatılan nedenlerle 3167 SY.nın 5237 SY.TCK.nin genel hükümlerine açık aykırılık taşıyan hükümleri nedeniyle artık tamamen uygulanamaz hale geldiği ve bunun yukarıda anlatıldığı gibi genel hükümlerle telafisinin mümkün olamayacağı açıklığıyla müsnet suçlamanın oluşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ceza Hukukunun genel mutlak prensiplerinden olan yorumla sanık aleyhine olan sonuca ulaşılamayacağı, kanunilik prensibi ve sanık lehine olan hükümlerin geçmişe uygulanacağı kuralları gereğince ve anlatılan sebeplerle sanığın beraatına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan ve anlatılan gerekçelerle;
Müsnet suçlamadan sanığın BERAATİNE
Dair tefhim yada tebliğden itibaren 7 gün içinde mahkememize sanık, müşteki ve C. Savcısı tarafından yapılacak yazılı yada sözlü müracaat ile Yargıtay'a temyiz yolu açık olmak üzere katılan vekilinin ve sanığın yüzüne karşı C. Savcısının huzurunda talebe aykırı olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/04/2009
K.Hakim 29876
Yorumlayınız "Şişli 6. ASCM Karşılıksız çek beraat kararı"
Yorum Gönder
“Hiç kimse yalnızca borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz “