Yüzlerce milyarlık çekleri kesip işlerin iyi olduğu dönemlerdeki itibarımızın % 10’unu versinler. 18 yıl çalıştığım firma 2. çek ödenmedi diye cezaevi kapısını açtı!
İdil Çeliker'in Güneş Gazetesi'nde karşılıksız çeklerle ilgili olarak kaleme aldığı yazı mağdurların ve ailelerinin büyük tepkisine yol açtı. Bu yorumların bir bölümüne ilgili haberin yorum köşesinde yer verdik. Yorumların bir bölümü de uzun olduğu için burada yayınlıyoruz. İşte 1. bölümü..
Özgür olsam borcumu öderim
Sayın İdil, ‘Bu cezaya rağmen ödeme yapmayanlar, hapis cezası olmadığında ödeme yapacaklar mı sanıyorsunuz’ diye sormuşsunuz. Burada ayırt etmemiz gereken şu olmalıydı:
Bu cezaya rağmen ödeme yapmayanlar ve de bu cezaya rağmen ödeme yapamayanlar, işleri bozulan ve 5 yıla kadar hapis ile cezalandırılan çoğu kimse çıktıktan sonra bu parayı ödemesi imkansız gibi bir şey, ama hapis ile cezalandırılmayıp rahat bırakılırsa, piyasasını kaybetmeden yavaş yavaş tekrar toparlanıp borcunu ödemesi muhtemel. Zaten bu sırada herşeyi icralı.
Bir tarafın özgürlüğünü teslim ederken, çeklerinin karşılığını alamayanların mağdur olduğunu ve bununda hukukla bağdaşmadığını ifade etmişsiniz. Peki dünyanın en gelişmiş ve en geri kalmış ülkelerinde bile karşılıksız çeke hapis cezası yokken sadece bizim ülkemizde uygulanması hukukla bağdaşıyor mu? Üstelik AB uyum yasalarını kabul etmişken. Yani borçlu taraf özgür olmadığı müddetçe borcun ö-de-ne-bil-me-si imkansız.
İlahi adalet işleyişine gelince..
Eğer borçlu olan kişi gerçekten mağdursa ve borçları ödeyemeyecek durumda ise karşı tarafa düşen görev affetmek. Yok ‘affetmiyorum’ derse ilahi adalete göre huzurumahşeri,, yani hesap gününü bekleyecek. Ama biz borçlarımızın hesap gününe kalmasını istemiyoruz. Ancak özgürlüğümüz sayesinde borçlarımızı ödeyebiliriz. Neticede alacaklı kişiler bizim genelde ürün aldığımız kişiler. Yüzlerce milyarlık çekleri kesip işlerin iyi olduğu, alışverişin zirveye çıktığı dönemlerde gördüğümüz itibarın yüzde 10’unu versinler. 18 yıl çalıştığım firma ikinci çek ödenmedi diye cezaevi kapısını açtı. Ama ben yine de samimiyim. Özgür olsam borcumu öderim.
Sergen
İdil Hanım önce konunun ne olduğunu öğrenin
Çekten ceza verildiğinde borçlu cezaevine giriyor, çünkü yargı bu şekilde işliyor ve borçlu cezasını borcunu ödeyemediği için hapis olarak çekiyor. Bu durumda mantıken borç birileine ceza olarak ödeniyor. Peki kime, devlete, sonra çıkıyor ceza evinden alacaklı yine alacaklı. Bu durumdan kim avantajlı düşünün. Devlet hem besliyor hem külfetini çekiyor. Sonu: Herkes mağdur. En başta devlet taraf oluyor ve herkes mağdur. Cezasını çeken kişi ne için cezaevinde yatıyor? Alacaklı niye ceza aldırıyor? Devlet niye böyle kişiler arasındaki anlaşmalarda alacaklı tarafında oluyor. Niye mağduriyete sebep veriliyor. Her şekilde bu hatalardan dönülmeli. Bir önce yeni yasa yürürlüğe girmeli. Taraflar sadece devletten uzlaşmayı talep etmeli. Devlet varlığını, büyüklüğünü vatandaşını kucaklayarak barışık yaşatmalıdır. Hiç bir ekonomik hata ve kriz vatandaşın hürriyetini kısıtlamamalı. Dolandırıcılarınki hariç. Esnaf, tüccar, sanayici, işadamı Türk vatandaşı dolandırıcı olamaz. Türk vatandaşı en iyisine layıktır. İnsanımıza AB uyum yasaları olmasa dahi sahip çıkalım. Hürriyetlerimize sahip çıkalım. Yeni anayasamıza sahip çıkıp yeni yasaları bir an önce çıkarıp doğruların emsali olun. Bu nesil sizi rehber alıp, mihmandar alıp, örnek alıp umutlarını yeşertsin artık. Saygıyla.
Halis Can
Bu yazıyı yazana cevaptır
Soruyorum: Neden bir tek çek bankalar da kredi kartı ve kredi veriyor neden tutuklaması yok? Neden senede, araba, ev, ihtiyaç kredisine tutuklama yok da çeke var. Bir tek çek mi ticaret emsali oluyor? Öbürlerini alan ucunda hapis olmadığını biliyor ve ticaretini devam ettiriyor. Bir tek çeke mi kaldı bu hapis ve caydırıcılık?
Demişsiniz ki: ‘Hapis olmasa çoğu çekini bile ödeyemeyecek.’ İnsanlar şirket çekinden korkup arkasına şahsi imzalarını attırabilirler. Eğer ki karşındaki insandan korkuyorsan, e o zaman ticaret yapma o insanla. O insan da hacizlik bir mal kalmazsa ne yapabilir ki. Hapis çözüm mü..
Peki sorarım size: İki kişi arasındaki alacak verecek hususuna sizi vekil yaptılar ve ne söylerseniz kabulüm dediler. Sizi büyük saydılar vs. Siz hemen sorgulamadan etmeden, durumları bilmeden borçluyu asın mı dersiniz? Sizin düşünceniz bunu anlatıyor. Tıpkı hükümetin şu anki yaptığı gibi.
Çekini ödeyemeyen herkesi dolandırıcı sıfatına koyup hapisle cezalandırıyor. Bu olmaz, tek taraflı bir düşünce tarzıdır bu..
Peki siz AB ülkelerinde uygulanmayan bu hapis cezasını onaylayıp onlardan daha akıllı olduğunuzu mu ima ediyorsunuz? İlla ki onların bir bildiği vardır ve sırf bu yüzden bizim hükümetimiz de direk hapis cezası veremiyor önce para cezası diyor, ödemezsen hapis diyor. Sizce bunu neden yapıyor, bir düşünün.
Ben de eskiden patrondum; ödemeyenleri ben de avukata veriyordum çünkü haklıydım ve alacalıydım ama beni avukatlar yönlendirdi. Hemen hapis çıkaralım, sıkışır, öder. Bakın iyi düşünün bu konuyu. İllaki bir yerde yakalanır ve öder, ödemezse hapse girer. Bunu avukatlar ve devletin kanunları yönlendiriyor. Biz de evet diyoruz. Oysa devlet alacak verecekte taraf olamaz . İki trafı da dinlemek zorundadır ama yok borç ya da hapis hak mı bu. İllaki kötü zihniyetli insanlar var, onları ayırmak o kadar kolay ki. Öncesinde vukuatı olmayıp çekini ödeyenlerle sırf piyasayı dolandırmak için ortaya çıkanları bankalar da hakimler de çok kolay ayırt edebilir..
Ben de mağdur oldum, o yüzden ödemeyenler tarafına geçtim gibi düşünülmesin. Alacaklıyken iyiydi de borçluyken mi kötü oldu bu yasa. Yok, aklın yolu birdir. Parası olan daha önceden esnaflığı dürüst yapıp sıkıntıya girenlerdenim ben. Neden çekimi ödemeyip ticaret hayatımı ve mal varlıklarımı bitireyim ki? Enayi miyim ben? Lütfen iyi düşünün. Çekler sonra ödenmez felsefesinden çıkarın. Diğer tüm krediler nasıl ödeniyorsa parası olan bunu da öder. Her şey karşılıklı güvene bağlı. Tanımadığın birinden çek alma ya da karşılığında başka bir garanti iste. Bu senin elinde. Yoksa ticaret bir risktir, katlanacaksın. Nitekim ben de katlandım, ödemelerimi alamadım battım...
Kızmaca darılmaca yok. Dünyanın gelişmiş hiç bir ülkesinde olmayan hatta bizim anayasamızda bile olmayan bu kanuna herkes karşı çıksın. Kimse ekonomik durumundan dlayı özgürlüklerinden alıkonulamaz ve hapse atılamaz.
Çek mağduru Hakan
Kaynak
3 Yorum"KİMSE ÇEK ÜSTÜNE AHKAM KESMESİN"
birde şu açıdan bakalım
ortada bir hukuk sorunu var ve hukuksal sorunlar yargı ile çözülür
yargınında dayanağı yasalar
yasaları kimler çıkartıyor.
tbmm
peki bu ülkede yasa çıkartmanın yolu ne milletvekillerinin oyunu almak oda lobiyle olur.
pekiii bu lobi icin ne gerekir para
bizde para varmı yok ols zaten borclarımızı öderiz.
para kimde var bankacılarda tefecilerde
yasanın alacaklı lehine cıkmasını kim istiyor
bankalar factoringler tefeciler
parada onlarda olduğuna göre biz en iyi para kazanıp borçlarımızı ödeyelim ve ödeyebilene kadar kaçalım
bu yasayı cıkartmaya ne bizim gücümüz yeter ne yetirirler.....
(karamsar olmak istemiyorum ama sonuç ortada gibi görünüyor.)
Gökhan USTA
meclisten zaten olumlu bişey hiç beklemedik..ordan beklentimiz sadece yasanın getirilmesi idi ivedi olarak...bunda amacımız yargıtayın belki daha erken içtihat yayınlamasıydı...çünkü bu konunun gecikmesi tek mantıklı düşünce yeni yasadan önce içtihat çıkarsa boşluk tamamen belli olacaktı...bu da kötü niyetli insanların suç işlemesine sebep olacaktı...kısaca meclisten tek beklenti...yasanın gelmesi ve bu gecikmeye devam ediyor...ve bu yasa gelmediğinden içtihat yayınlanmıyor...ve bu nedenle binlerce insan yarınını bilmeden hapis yatıyor...
umarım artık netice alınır ve en azından bu belirsizlik sona erer...
dün star haberde yargıtay başkanı sn hasan gerçeker açıklama yaptı...anayasa değişikliği ile görüşlerini söyledikten sonra...yargının yükünün içinden çıkılmaz bir hal aldığını ve ekonomik suçlardan dava sayısının katlandığını içinden çıkılamaz bir hal aldığını söyledi...
fakat en önemlisi de EKONOMİK NEDENLERDEN DOLAYI ÇEK SUÇLARINDA PATLAMA olduğunu söylemesi idi...
BU SANKİ BANA BİR MÜJDE GİBİ GELDİ...
SİZ NE DERSİNİZ..
my way
Yorum Gönder
“Hiç kimse yalnızca borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz “