Yargıtay İçtihatları





YARGITAY 10. CEZA DAİRESİNİN 2009 YILINDA VERDİĞİ KARARLARA ÇELİŞEN 2008 YILINDA VERDİĞİ ADLİ PARA CEZASI 31.12.2008 YILINA KADAR UYGULANABİLİR İÇTİHATI.... T.C. YARGITAY 10. Ceza Dairesi
Esas No: 2008/5471
Karar No: 2008/6058
Tebliğname No: K.Y.B./2008-31287

TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN YARGITAY KARARI
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanıK ....3167 sayılı Kanun'un 16/1 ve 5237 sayılı TCK'nın 62. maddeleri uyarınca 2.375,-YTL cezası ile cezalandırılmasına ilişkin NIGDE 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.11.2007 gün ve 2007/473 esas, 2007/700 karar sayılı hükmüne karşı Yüksek Adalet Bakanlığının Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 31.01.2008 gün ve 2008/6436 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2008 gün ve 2008/31287 sayılı tebliğnamesi ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya ve ekleri incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, "Sanığın eyleminin karşılıksız çek keşide etmek olduğu, 4814 sayılı Kanunla değişik 3167 sayılı Kanun'da hapis cezası kaldırılarak çek bedeli kadar para cezası verilebileceğinin öngörüldüğü, bu hususta başka bir yaptırım getirilmediği, çek bedelinin sanık lehine Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesinin uygulanması konusunda hakimin takdir hakkının bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde indirim yapılmasında isabet görülmemiştir." denilerek, anılan hükmün bozulması istenmiştir.
Karşılıksız çek keşide etmek suçunu düzenleyen 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu arasındaki ilişki, bir özel, genel kanun ilişkisidir.
5237 sayılı TCK'nın 5. maddesinde, Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır" hükmü öngörülmekte olup; 3167 sayılı Kanun'da da, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 1. maddesi uyarınca 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilir, 5237 sayılı TCK'nın genel hükümlerinin ya da 62. maddesinin uygulanmayacağına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. 3167 sayılı Kanun'un 16/1. maddesinde öngörülen, çek bedeli kadar para cezası verileceği hükmü, temel cezanın ne şekilde belirleneceğini düzenlemekte ve temel cezanın, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim nedenlerine dayanılarak indirilmesine engel oluşturmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 14.04.2008 tarihinde oy birliği ile karar verildi,

Başkan Üye Üye Üye Üye
Refik O.Yılmaz Ali Emel Osman
DİZDAROĞLU ÇAMLIBEL KINACI ÖZGAN BAŞ


===================================================================






Daire:10
Tarih:2008
Esas No:E:2006/5800
Karar No:K:2008/9286
Kaynak:T:09.06.2008
İlgili Maddeler:5271 s. Yasa m. 195,, 3167 s. Yasa m. 16/3
İlgili Kavramlar:KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK

T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi

KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK

5271 s. Yasa m. 195
3167 s. Yasa m. 16/3
1136 s. Yasa m. 164

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Recep …….. hakkında ANTALYA 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda 24/03/2004 tarihinde 2003/72 esas ve 2004/492 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından süresi içinde temyiz edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 25/04/2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Antalya E Tipi cezaevi müdürlüğünün 10/12/2003 tarihli yazısına göre 27/08/2003 tarihine kadar başka suçtan cezaevinde tutuklu bulunan sanığa CMUK’nın 225.(CMK’nın195) maddesi gereğince açıklamalı davetiye tebliği edilmeden; sanığın iş yerinde birlikte çalışan kişiye 07/06/2003 tarihinde yapılan usulsüz tebligata dayanılarak ve bu nedenle sanığın savunma hakkı kısıtlanarak mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Sanık hakkında çek hesabı açtırma yasağı kararı verilirken uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi,
3-Kabule göre;
a-Hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2.maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8.maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
b-4814 sayılı Kanunla değişik 3167 sayılı Kanun’un 16/3.maddesinde öngörülmediği halde, sanığın” çek keşide etmekten” de yasaklanmasına karar verilmesi,
c-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Kanunun 77.maddesi ile değişik 164/son maddesi yanlış yorumlanarak, avukatlık ücretinin katılan yerine davanın tarafı olmayan “katılan vekili” lehine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istek gibi BOZULMASINA, 09/06/2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



===================================================================








BAŞKA SUÇTAN CEZAEVİNDE TUTUKLU BULUNAN SANIĞA AÇIKLAMALI DAVATİYE TEBLİĞİ EDİLMEDEN KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN HÜKÜM KURULMASI

Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2006/5800
Karar No:2008/9286
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:CMK 195, 3167 SY 16/3, 1136 SY 164/SON
İlgili Kavramlar:BAŞKA SUÇTAN CEZAEVİNDE TUTUKLU BULUNAN SANIĞA AÇIKLAMALI DAVATİYE TEBLİĞİ EDİLMEDEN KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN HÜKÜM KURULMASI..

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Recep …….. hakkında ANTALYA 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda 24/03/2004 tarihinde 2003/72 esas ve 2004/492 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından süresi içinde temyiz edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 25/04/2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Antalya E Tipi cezaevi müdürlüğünün 10/12/2003 tarihli yazısına göre 27/08/2003 tarihine kadar başka suçtan cezaevinde tutuklu bulunan sanığa CMUK’nın 225.(CMK’nın195) maddesi gereğince açıklamalı davetiye tebliği edilmeden; sanığın iş yerinde birlikte çalışan kişiye 07/06/2003 tarihinde yapılan usulsüz tebligata dayanılarak ve bu nedenle sanığın savunma hakkı kısıtlanarak mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Sanık hakkında çek hesabı açtırma yasağı kararı verilirken uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi,
3-Kabule göre;
a-Hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2.maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8.maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
b-4814 sayılı Kanunla değişik 3167 sayılı Kanun’un 16/3.maddesinde öngörülmediği halde, sanığın” çek keşide etmekten” de yasaklanmasına karar verilmesi,
c-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Kanunun 77.maddesi ile değişik 164/son maddesi yanlış yorumlanarak, avukatlık ücretinin katılan yerine davanın tarafı olmayan “katılan vekili” lehine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istek gibi BOZULMASINA, 09/06/2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







ÇEKTE VERGİ KİMLİK NUMARASI

Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2006/5526
Karar No:2008/9557
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:3167 SY 4814 SY YASA İLE DEĞİŞİK 3 VE 5. MAD.
İlgili Kavramlar: ÇEKTE VERGİ KİMLİK NUMARASI

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Tahir ……. Hakkında ANTALYA 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 26/05/2004 tarihinde 2003/1246 esas ve 2004/540 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 19/04/2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-28/02/2003, 17/03/2003, 31/03/2003, 15/04/2003 ve 19/08/2003 keşide tarihli suça konu çeklerin Mümtaz Deri Sanayi Ticaret Limited Şirketine ait hesaptan sanık tarafından keşide edildiği, ancak dosya içinde mevcut bulunan yetki belgesine göre sanığın 28/01/1994 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile anılan şirketi temsile yetkili olduğu anlaşılmakla, keşide tarihleri itibariyle (çekler ileri tarihli düzenlenmiş ise gerçek keşide tarihleri itibariyle) sanığın hesap sahibi şirket adına çek keşide etme yetkisi bulunup bulunmadığı araştırılarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3.maddesinin 2.fıkrası ile 5.maddesinin 1 ve 2.fıkralarına, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca hazırlanarak 09/04/2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2.maddesine göre ;4814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08/03/2003 tarihinden önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen 3.ayın sonu olan 31/07/2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olmasının “ çekin geçerliliğini etkilemeyeceği”,31/07/2003 tarihinden sonra düzenlenen çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise “çekin geçerli olmayacağı” kabul edildiğinden; keşide tarihi 19/08/2003 olan ve üzerinde vergi kimlik numarası bulunmayan 3695914 seri numaralı çekin, belirtilen dönemde ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanığın elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediğinin araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı biçimde karar verilmesi,
3-Kabule göre; hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2.maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8.maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 10/06/2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





===================================================================

TEKERRÜR

Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2008/7937
Karar No:2008/8467
Kaynak:özel arşiv
İlgili Maddeler:3167 s.yasa 16/1 ve geçici 1.
İlgili Kavramlar:KARŞILIKSIZ ÇEK VE TEKERRÜR

sanığın mükerrir olduğundan bahisle HAPİS cezasına hükmedilmiş ise de;3167 sayılı yasanın 4814 sayılı kanunla eklenen geçici 1.maddesinin 2.fıkrasında "bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenen karşılıksız çek keşide etme suçu hakkında 3167 sayılı kanunun bu kanunla değiştirilen 16.maddesinin 1.fıkrasının son cümlesi uygulanmaz" hükmüne yer verildiği,somut olayda ise tekerrüre esas alınan suçun ve sanığın sabıka kaydında yer alan diğer suçların işlenme tarihlerinin 4814 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 08/03/2003 tarihinden önce olmaları sebebiyle tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden çek bedeli kadar adli para cezası yerine hapis cezasına hükmedilmesinde isabet görülmemiştir... denilerek anılan hükmün bozulması istenmiştir.
Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden hükmün CMK.nun 309/3.maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı kanunun 309/4.fıkrasının d bendinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından "sanığın 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına" ilişkin bölümünün çıkartılmasına, yerine sanığın 3167 sayılı yasanın 16/1.maddesi gereğince çek bedeli kadar.... adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 26/05/2008 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


===================================================================

AÇTIRMASININ " yerine " ÇEK HASABI AÇMASININ

Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2006/14821
Karar No:2008/13377
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:3167 SK 16/3, 7201 SK 35
İlgili Kavramlar:Sanığın " çek hesabı AÇTIRMASININ " yerine " ÇEK HASABI AÇMASININ " yasaklanmasına karar verilmesi.


Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Suat …… hakkında ANTALYA 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 06/07/2004 tarihinde 2004/147 esas ve 2004/911 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzeltilerek onama isteyen tebliğnamesi ile 12.12.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın yokluğunda verilen kararın, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca tebliği edildiğinin anlaşılması karşısında; usule aykırı olarak verilmiş olan temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak, asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının ; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2.maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8.maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık hakkında çek hesabı açtırma yasağı kararı verilirken uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi,
3- Sanığın “ çek hesabı açtırmasının “ yerine “ çek hesabı açmasının “ yasaklanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğunda hükmün CMUK’nun 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu durumların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- Hükmolunan sonuç ağır para cezasının 3.000 YTL olarak belirlenmesi ve adli para cezasına dönüştürülmesi,
2- Hüküm fıkrasındaki çek hesabı açtırma yasağına ilişkin bölümde yer alan “ 1 SENE” ibaresinden önce gelmek üzere “ 3167 SAYILI KANUN’UN 16/3.MADDESİ GEREĞİNCE “ibaresinin eklenmesi ve “ AÇMASININ “ ibaresinin “ AÇTIRMASININ “ biçiminde değiştirilmesi, Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.09.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


===================================================================

ÇEK KOÇANLARININ İADESİ

Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2008/4326
Karar No:2008/8897

Kaynak:
İlgili Maddeler:CMK 174
İlgili Kavramlar:Çek koçanları ve İddianamenin iadesi
Sulh ceza mahkemesince iddianamenin iadesi üzerine yapılan itiraz , Asliye ceza mahkemesince reddedilerek dosya eksikliklerin ikmali için Cumhuriyet Savcılığına gönderilmiş, eksikliklerin ikmali ile tekrar Sulh ceza mahkemesine açılan kamu davasında eski iade kararı aynı nedenlerle tekrar verildiğinden , Sulh Ceza mahkemesinin kararına yapılan itiraz yeniden reddedilerek Savcılığa gönderilmiştir.İkinci itiraza red kararına yapılan yazılı emir başvurusu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılının talebbine aykırı şekilde sonuçlandırılmıştır;

Karar: Asliye ceza mahkemesince itirazın ilk reddi ile karar kesinleşmiş olmakla, C. savcılığınca eksiklikler ikmal edilerek kamu davası açılmak gerekir.
İhtilaf: 3167 sayılı kanun 13/1 uyarınca bankanın koçanların iadesine yönelik tebliğ evrakının soruşturma dosyasında bulunup bulunmayacağına yöneliktir.Aynı dairece çek koçanını iadeye yönelik banka tebliğ evrakının suçun subutuna yönelik olmadığına dair karar verilmiştir. (2007/693 esas, 2007/7075 karar)



KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDA; ŞİRKET VE ŞİRKET YETKİLİSİ HAKKINDA AYRI AYRI HÜKÜM KURULMASI GEREKTİĞİ

Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2007/473
Karar No:2008/15129
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:3167 SY 16/1-2-3
İlgili Kavramlar:KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDA; ŞİRKET VE ŞİRKET YETKİLİSİ HAKKINDA AYRI AYRI HÜKÜM KURULMASI GEREKTİĞİ.

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanıklar Nedim ……ve Selçuk İnşaat, Ticaret, Taahhüt ve Turizm Limitet Şirketi hakkında ANTALYA 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 22/12/2004 tarihinde 2004/277 esas ve 2004/934 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın onama isteyen tebliğinamesi ile 17/01/2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanıklar Nedim …… ve Selçuk İnşaat, Ticaret, Taahhüt ve Turizm Limited Şirketi hakkında kamu davası açıldığı ve gerekçeli karar başlığında her iki sanık da gösterildiği halde, adı belirtilmeden ve bu nedenle infazda tereddüt oluşturacak şekilde bir sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Suça konu çek “08/12/2003” tarihinde ibraz edildiği halde, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin yanlış yazılması,
3- Kabule göre de; hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2. maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8. maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 20/10/2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




AVUKAT VEKALET ÜCRETİ

Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2006/2866
Karar No:2008/3347
Kaynak:Özel Arşiv
İlgili Maddeler:Avukatlık Kanunu 164
İlgili Kavramlar:Vekalet Ücreti

Karşılıksız çek keşide etme suçunda sanık M... İ.... hakkında D.Bakır (). Asliye Ceza Mahkemsi'nce yapılan yargılama sonucu 23.02.2004 tarihinde 2001/849 Esas ve 2004/180 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 07.03.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
1- 3167 sayılı kanuna 4814 sayılı kanun ile eklenen 16/b maddesinin 4. Fıkrası uyarınca CMUK 225. maddesinin uyarısını taşıyan davetiyenin sanığın bulunduğu yer mahkemesine yazılacak 'istinabe talebi' üzerine bu mahkeme tarafından düzenlenip tebliğe çıkarılması gerekirken; yargı çevresi dışında bulunan sanığa, doğrudan davetiye tebliğinin usulsüz olduğu gözetilmeden hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Kabule göre de;
a) Sanık hakkında suça konu 30.04.2001 keşide tarihli 81691 seri numaralı çek hakkında hüküm kurulurken, hükmün esasını oluşturan kısa karar da doğru olarak çek bedeli kadar para cezasına hükmedildiği halde, gerekçeli karar da çek bedeli olan denilmesinden sonra 280.000.000 TL ağır para cezası yerine, 10.414.380.000 TL ağır para cezasına hükmedilmesi,

b) Hükmün esasını oluşturan kısa kararda 300.000.000 TL vekalet ücretine hükmedilmesine karşın, gerekçeli kararda 200.000.000 TL vekalet ücretine hükmedilmesi,

c) Hüküm tarihinde yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 13. maddesi uyarınca, tarifeye göre belirlenecek vekalet ücretinin hükmolunan para cezasını geçemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,

d) 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı kanunun 77.maddesi ile değişik 164/son maddesi yanlış yorumlanarak, avukatlık ücretinin katılan yerine davanın tarafı olmayan "katılan vekili" lehine hükmedilmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün istek gibi BOZULMASINA, 03.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


===================================================================

DAVETİYENİN NEREYE GÖNDERİLECEĞİ

Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2007/6711
Karar No:2008/16830
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:CMK 195, TEBLİGAT KANUNU 35.
İlgili Kavramlar:UYARILI DAVETİYENİN NEREYE GÖNDERİLECEĞİ

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Cengaver …. …… hakkında ANTALYA1.Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 15.06.2005 tarihinde 2004/106 esas ve 2005/368 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, aynı Mahkemenin temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin 29.01.2007 tarih ve 2004106 esas ve 2005/368 karar sayılı ek kararının da sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Gerekçeli kararın 7201 sayılı Kanun’un 35.maddesine göre tebliği usulsüz olup, temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edildiğinden; temyiz talebinin reddine ilişkin karar kaldırılarak yapılan incelemede:
1- Sanık için CMUK’nın 225. (CMK’nın 195.) maddesi gereğince düzenlenecek uyarılı davetiyenin; öncelikle bilinen son adresine (sanığın Mahkemeye bildirdiği veya daha önce kendisine geçerli bir tebligat yapılmış olan ya da Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara sanık tarafından bildirilmiş bulunan adrese) gönderilmesi; tebligat memurunca, sanığın adresini değiştirmesi ve yeni adresinin belirlenememesi nedeniyle davetiyenin tebliği edilemeyerek iade edilmesi durumunda, bu kez Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliği edilmesi gerektiği gözetilmeden; imza sirkülerinde yazılı olan adrese doğrudan sözü edilen 35. maddeye göre yapılan usulsüz tebligata dayanılarak ve bu nedenle sanığın savunma hakkı kısıtlanarak yazılı biçimde hüküm kurulması,
2- Sanık müdafii temyiz dilekçesinde; sanığın çek hesap sahibi şirketteki müdürlük görevinden istifa edip hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, çekteki keşideci imzasının sanığa ait olmadığını belirtmesi; suça konu çeklerdeki keşideci imzasının sanığın dosya içerisinde bulunan imza sirkülerindeki imzasına benzemeyip, şirket ortaklarından İsmail Yıldız’ın imzasına benzediğinin görülmesi karşısında; suça konu çeklerdeki yazı, rakam ve keşideci imzasının sanığa ait olup olmadığı bilirkişi marifeti ile tesbit ettirildikten sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 17.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.


===================================================================



Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2008/2372
Karar No:2008/3005
Kaynak:özel
İlgili Maddeler:CMK.nun 174.md.si
İlgili Kavramlar:Çek defterini geri vermemek İddianamenin iadesi

Çek defterini geri vermemek suçundan şüpheli İbrahim Efe hakkında yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen Mustafakemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 28.11.2007 tarih, 2007/2365 Soruşturma, 2007/1404 Esas, 2007/741 sayılı iddianamenin CMK.nun 174.maddesi uyarınca iadesine ilişkin Mustafakemalpaşa Sulh Ceza mahkemesinin 28.11.2007 tarih, 2007/757 iddianamenin değerlendirilmesi sayılı kararına yönelik itiraz üzerine , kararın yerinde görülerek itirazın reddine dair Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 30.11.2007 tarih, 2007/281 d.iş sayılı kararına karşı Yüksek Adalet bakanlığının CİGM.ifadeli 08.01.2008 tarih, 945 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2008 tarih, 2008/14248 sayılı tebliğnamesi ekindeki dosyanın dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya ve ekleri incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede;
“Tüm dosya kapsamına göre;Mustafakemalpaşa SCM.since şüphelinin soruşturma aşamasındaki ifadesinde çek yapraklarını vadeli olarak düzenlemiş olması sebebiyle elinde hiç çek yaprağı kalmadığını belirtmiş olması karşısında sanığın elinde çek karnesi olduğuna ilişkin delillerin nelerden ibaret bulunduğu gösterilmediğinden bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de;
5271 sayılı C.M.K'nın 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verilebileceğinin belirtildiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/2 maddesinde yer alan ; “Soruşturma evresi sonucunda toplanan deliller; suçun işlendiği hususunda yeterli delil oluşturuyorsa;Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenler.” Hükmü uyarınca Cumhuriyet Savcısının dava açmasının zorunlu olduğu, suçun hukuki nitelendirmesinin de Cumhuriyet Savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece iddianamede gösterilen olaylar ile ilgili ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilecek diğer deliller değerlendirilerek yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Denilerek Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin anılan kararının bozulması istenmiştir.
Kanun yarınına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden ; Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 30.11.2007 t,2007/281 d.iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Aynı kanunun 309/4-a maddesi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın adı geçen mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 25.02.2008 tarihinde oy birliğiyle karar verildi



===================================================================

ADLİ PARA CEZASINA DÖNÜŞTÜRME

T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Esas No : 2006/459
Karar No : 2008/4205
Tebliğname No : 10/2004/83899


TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık İsmet B. hakkında FATİH 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 26.2.2004 tarihinde 2003/715 esas ve 2004/98 karar sayı ile kurulan mahkûmiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 31.1.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca sanığın “çek hesabı açtırmasının yasaklanmasına” karar verilmemesi, karşı temyiz olmadığından ve suç tarihi itibariyle bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Karşılıksız çek keşide etmek suçunda şikayet hakkı, 3167 sayılı Kanun’un 16/b maddesi uyarınca, çeki ibraz eden yetkili ve yasal hamil ile onun rücu hakkına sahip bulunduğu, TTK’nın 700. maddesi uyarınca ciro ve teslim yoluyla çeki elinde bulunduran kişilere ve kanuni veya akdi teminatı nedeniyle tam ödemede bulunan muhatap bankaya ait olup; suça konu çekin dosya arasında bulunan fotokopisine göre, katılanın cirosunun, ibraz edenin cirosu ile ibraz kaşesi arasında, araya sıkıştırılmış görünümünde olması karşısında, çekin, ibraz sırasında muhatap banka tarafından alınmış onaylı örneği getirtilerek, katılanın, ibraz sırasında cirosu bulunup bulunmadığının, böylece şikayete hakkı olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) Hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2. maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8. maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adlî para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
b) 4814 sayılı Kanun’la değişik 3167 sayılı Kanun’un 16/3. maddesinde öngörülmediği halde, sanığın “çek keşide etmesinin” yasaklanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi..

===================================================================

VERGİ KİMLİK NUMARASI

T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi

Esas No : 2006/1240
Karar No : 2008/5875
Tebliğname No : 10/2005-188981


TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Ramadan D. hakkında BALIKESİR 2. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 10.09.2004 tarihinde, 2003/956 esas, 2004/518 karar sayı ile mahkûmiyet kararı verildiği; hüküm sanık tarafından temyiz edildiği halde; yerel mahkeme tarafından evrak üzerinden 05.07.2005 tarihinde, 2003/956 esas ve 2004/518 karar sayılı ek karar ile, mahkumiyet hükmünde belirlenen 6.000.000.000 TL ağır para cezasının 6.000 YTL adli para cezasına uyarlanmasına karar verildiği, ek kararın sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığınca uyarlama kararının yok hükmünde sayılması ve 10.09.2004 tarihli mahkumiyet kararının bozulması isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 14.02.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı, dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
10.09.2004 tarih ve 2003/956 esas, 2004/518 karar sayılı mahkumiyet kararının sanık tarafından süresinde temyiz edildiği ve kesinleşmediği dikkate alınmaksızın, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen, uyarlamaya ilişkin 05.07.2005 tarih ve 2003/956 esas, 2004/518 karar sayılı Ek Kararın, hukuki değerden yoksun olması nedeniyle yok hükmünde kabul edilerek, 10.09.2004 tarihli hüküm yönünden yapılan incelemede;
1-Sanık için CMUK’nın 225. (CMK’nın 195.) maddesi gereğince düzenlenecek uyarılı davetiyenin; öncelikle bilinen son adresine (sanığın Mahkemeye bildirdiği veya daha önce kendisine geçerli bir tebligat yapılmış olan ya da Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara sanık tarafından bildirilmiş bulunan adrese) gönderilmesi; tebligat memurunca, sanığın adresini değiştirmesi ve yeni adresinin belirlenememesi nedeniyle davetiyenin tebliğ edilemeyerek iade edilmesi durumunda, bu kez Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden; şikâyetçi vekilinin şikâyet dilekçesinde bildirdiği adrese doğrudan sözü edilen 35. maddeye göre yapılan usulsüz tebligata dayanılarak ve bu nedenle sanığın savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması,
2-3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 2. fıkrası ile 5. maddesinin 1 ve 2. fıkralarına, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca hazırlanarak 09.04.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2. maddesine göre; 4814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonu olan 31.07.2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olmasının “çekin geçerliliğini etkilemeyeceği”, 31.07.2003 tarihinden sonra düzenlenen çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise “çekin geçerli olmayacağı” kabul edildiğinden; keşide tarihi 25.08.2003 olan ve üzerinde vergi kimlik numarası bulunmayan çekin, belirtilen dönemde ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanığın elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediği araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyet kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA 14.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






DURUŞMALARA KATILMAYAN ŞİKAYETÇİ
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Esas No : 2006/1172
Karar No : 2008/5872
Tebliğname No : 10/2004-158337


TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Hüseyin B. hakkında BURSA 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 22.03.2004 tarihinde 2002/1054 esas ve 2004/215 karar sayı ile kurulan 3167 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine dair hükmün katılan vekil tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 14.02.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
4814 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde öngörülen açıklamalı davetiyenin, katılan vekilinin bulunduğu yer mahkemesine yazılacak “istinabe talebi” üzerine bu mahkeme tarafından düzenlenip katılan vekili adına tebliğe çıkarılması gerekirken, yargı çevresi dışında bulunan katılan vekiline davetiye gönderilip, üst üste iki oturuma katılmadığı gerekçesi ile davanın düşürülmesine karar verilmesi usule aykırı olduğu gibi, katılan vekili tarafından 27.02.2004 tarihli dilekçeyle sanığın cezalandırılmasını istemiş olmasına göre, 4814 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde aranan şikayet iradesinin gerçekleşmiş olduğu gözetilip yargılamaya devamla sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin düşünülmemesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA 14.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



===================================================================


YARGITAY 2009 YILI İÇTİHATLAR

Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2005/153
Karar No:2009/14

Kaynak:
İlgili Maddeler:5271 CMK’nin 158, 217, 225, 226 ;3167 Sk md.16
İlgili Kavramlar:şirket temsilcisi,çek
Temyiz dilekçesi içeriginden sanik Espas Gida Pazarlama Sanayi ve Ticaret Anonim Sirketi hakkinda temyiz talebi bulunmadigi anlasilmakla, sanik Osman Karaaslan hakkinda kurulan hükme hasren yapilan temyiz incelemesinde, Uyulmasina karar verilen bozma ilami geregi sanigin hesap sahibi sirketi münferiden temsile yetkili olduguna dair belge ve varsa vekaletname getirtilip, saniktan ve müsteki sirket yetkilisinden çekin ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmedigi sorulmak ayrica, çek üzerindeki sirket kasesindeki “Ostim VD. 380 005 7572 begin_of_the_skype_highlighting              380 005 7572      end_of_the_skype_highlighting begin_of_the_skype_highlighting              380 005 7572      end_of_the_skype_highlighting” numarasinin hesap sahibi sirkete ait vergi kimlik numarasi olup olmadigi arastirilmak suretiyle sonucuna göre hüküm tesisi gerektigi gözetilmeden, tek olan eylem vasif yönünden ikiye ayrilarak 5271 CMK’nin 158, 217, 225, 226 maddelerine aykiri olacak sekilde suçun bir vasfindan dolayi beraat, diger vasfindan dolayi suç duyurusunda bulunulmasi, Yasaya aykiri, sanik Osman Karaaslan müdafiinin temyiz itirazlari bu nedenle yerinde oldugundan, hükmün BOZULMASINA, 26.01.2009


=================================================================


Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2007/15325
Karar No:2009/5798
Kaynak:MAHKEME DOSYASI

İlgili Maddeler:TCK 5, 20/2, 60
İlgili Kavramlar:01.01.2009 TARİHİNDEN İTİBAREN ADLİ PARA CEZASININ "TL" OLARAK BELİRLENMESİ GEREKTİĞİ VE TÜZELKİŞİLER HAKKINDA YAPTIRIM UYĞULANMASINA OLANAK BULUNMADIĞI
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanık Mehmet S….. hakkında verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesi:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Ağır para cezasının ; 5083 sayılı kanun’un 1 ve 2, 5252 sayılı Kanun’un 5/1. maddeleri ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1.maddesi uyarınca 1 TL’nin küsuru hesaba katılmadan belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
2- 4814 sayılı Kanun’la değişik 3167 sayılı Kanun’un 16/3. maddesinde öngörülmediği halde, “çek keşide etmekten” yasaklama kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Hükmolunan sonuç ağır para cezasının “4.770.00 TL” olarak belirlenmesi ve adli para cezasına dönüştürülmesi,
2-Hüküm fıkrasından “çek keşide etmesinin” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) HLM Turizm İnşaat Tekstil Gıda Kuyumculuk İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki hükmün incelenmesi:
5237 sayılı TCK’nın 5, 20/2. ve 60. maddeleri ile 5252 sayılı Kanun’un geçici 1.maddesi uyarınca, tüzel kişiler hakkında yaptırım uygulanmasına olanak bulunmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istek gibi BOZULMASINA,
30.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


===================================================================


Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2007/17479
Karar No:2009/8000
Kaynak:Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi

İlgili Maddeler: 3167 SY 16/1-3, CMK 225
İlgili Kavramlar:SÜRESİNDE ŞİKAYETE KONU EDİLEN ANCAK HAKKINDA İDDİANAME YLE KAMU DAVASI AÇILMAYAN SUÇA KONU ÇEKİN HÜKME ESAS ALINMASI
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-30.07.2004 keşide tarihli 4226710 seri numaralı çek hakkındaki hükmün incelenmesi:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç, ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanun’un 1 ve 2, 5252 sayılı Kanun’un 5/1.maddeleri ile 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1.maddesi uyarınca belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık hakkında tedbir kararı verilirken uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 32.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Hükmolunan ağır para cezasının 8.000 TL olarak belirlenmesi ve adli para cezasına dönüştürülmesi,
2-Hüküm fıkrasındaki çek hesabı açtırma yasağına ilişkin bölümde yer alan “sanığın” sözcüğünden sonra gelmek üzere “3167 sayılı Kanunun 16/3.maddesi gereğinca” ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-30.07.2004 keşide tarihli 4226711 seri numaralı çek hakkındaki hükmün incelenmesi:
Süresinde şikayete konu edilen, ancak hakkında iddianameyle kamu davası açılmayan suça konu çekin hükme esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA,
28.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


===================================================================


T.C.
YARGITAY
10.CEZA DAİRESİ


Esas no :2007/13175
Karar no :2009/8376
Tebliğname No :10- 2007/131253

TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KAARI

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan banık Hüseyin Yıldız hakkında ERZİNCAN 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama snucu 25.12.2006 tarihinde 2006/33 esas 2006/741 karar sayı ile krulan Beraat hükmünün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzearine; dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı' nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 12.09.2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜNÜŞÜLDÜ
1-3617 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinde düzenlenen karşılıksız çek keşide etme suçunda şikayet hakkı Türk Ticaret Kanunun 702 maddesinde açıklandığı üzere, çeki muhatap bankaya ibrazçeden yetkili ve yasal hamil ile bunun rücu hakkına sahip olduğu çek arkasındaki ciro silsilesinde imzası bulunan kişilere ait olup şikayet dilekçesi veren Engin Gülaçtı nın ibraz eden hamil konumunda olup olmadığı anlaşılamadığı gibi çek arkasındaki cirosunun da ibraz kaşesinden sonra olduğu görülmekle, çek aslı ile ibraz anında muhatap bankaca alınan okunaklı, onaylı örneği ve ihtar mektubu getirtilip, şikayetçinin şikayet hakkının bulunup bulunmadığı saptanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi ;
2-3167 Sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 2.fıkrası ile 5.maddesinin 1 ve 2. fıkralarına, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankas'nca hazırlanarak 09.04.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2. maddesine göre; 4814 sayılı Kanunu yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonu olan 31.07.2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere verği kimliknumarasının yazılmamış olmasının "çekin geçerliliğini etkilemeyeceği" ,31.07.2003 tarihinden sonra düzenlene çeklere verği kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise " çekin geçerli olmayacağı" kabul edildiğinden;keşide tarihi 20.06.2005 olan ve üzerlerinde verği kimlik numarası bulunmayan çekin, belirtilen dönemde ileri tarihli larak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanığın elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediği araştırılarak , sonucuna göre hukuki durumun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün istek gibi BOZULMASINA, 04.05.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



===================================================================


Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2007/10359
Karar No:2009/5290
Kaynak:Mahkeme Dosyası
İlgili Maddeler:3167 SK 16. m.
İlgili Kavramlar:KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEDE ŞİKAYET HAKKI, CİRANTANTANIN DURUMU, 16/3 MADDESİNİN UYGULAMASI

TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ....hakkında KARAPINAR Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yarılama sonucu, 11/03/2005 tarihinde 2004/82 Esas ve 2005/64 Karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıılığı'nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 11/07/2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıdı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ
1- 3167 sayılı Kanunun 16/b maddesinde " 16 ıncı maddede öngörülen suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması hamilin, çeki elinde bulundurmaları koşulu ile ödemede bulunan cirantanın veya kanuni veya akdi teminatı nedeniyle tam ödemede bulunan bankanın şikayetine bağlıdır" hükmüne yer verilmiş olduğu, çeklerin arka yüzünde bulunan cirosunun ibraz kaşesinden sonra olduğu ve muhatap banka tarafından suça konu çeklere ilişkin olarak düzenlenen ihtarnameye göre ibraz eden hamil konumunda olmadığı anlaşıldığından; çek asılları veya ibraz anında muhatap banka tarafından alınan çek fotokopilerinin onaylı örnekleri getirtilerek, ibraz anında şikayetçinin cirosunun bulunup bulunmadığının ve şikayet hakkına sahip olup olmadığının belirlenmesi ile cironun ibrazdan sonra yapılması durumunda alacağın temliki niteliği taşıyacağı hususu da dikkate alınarak ksonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine, eksik araştırma ile karar verilmesi,
2- 3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 2. fıkrası ile 5. maddesinin 1 ve 2. fıkralarına ,ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nca hazırlanarak 09/04/2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2. maddesine göre; 4814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08/03/2003 tarihinde önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonu olan 31/07/2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olmasının " çekin geçerliliğini etkilemeyeceği" 31/07/2003 tarihinde sonra düzenlenen çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise " çekin geçerli olmayacağı" kabul edildiğinden; keşide tarihleri 30/11/2003 , 05/12/2003 ve 18/12/2003 olan ve üzerinde vergi kimlik numarası bulunmayan çeklerin, belirtilen dönemde ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanığın elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediği araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Kabule göre;
a- Ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanun'un 1 ve 2, 5252 sayılı Kanun'un 5/1 maddeleri ile 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04/04/2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b- 4814 sayılı Kanunla değişik 3167 sayılıKannun 16/3 maddesinde öngörülmediği halde, sanığın " çek keşide etmekten" de yasaklanmasına karar verilmesi,
c- 647 sayılı Kanunun 5275 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılması ve bu Kanunda gecikme zammı öngörülmemiş olması nedeniyle, para cezasının ödenmemesi durumunda gecikme zammı uygulanmasına olanak bulunmaması........
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 24/03/2009 günü oybirliğiyle karar verildi

 ========================================================================


T.C
YARGITAY
ONUNCU CEZA DAİRESİ

E: 2008/2008
K: 2010/5113
T: 09.03.2010


  • Karşılıksız Çek Keşide Etme

  • İmza İncelemesi
Özet: Sanık müdafiinin çekteki imzanın sanığa ait olmadığını belirtmesi, dosya içindeki sanık imzaları ile çekteki keşideci imzasının farklılığı karşısında; çekteki imzanın sanığa ait olup olmadığı, çekin elinden rızası ile çıkıp çıkmadığı, ilk cirantanın çeki kimden, ne sebeple aldığı, çeki keşide etmediğinin anlaşılması halinde, verdiği yetki ile yararına çek keşide edilip edilmediği hususu da araştırılarak sonucuna göre hesap sahibi olarak da sorumluluğu bulunan sanığın hukuki durumu değerlendirilmelidir.
(3167 s. Çek K. m. 16/1)

Karşılıksız çek keşide etme suçundan sanık Yasin hakkında ( Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesi )'nce yapılan yargılama sonunda, 11.04.2006 tarihinde 2005/329 esas ve 2006/326 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 11.02.2008 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde, suça konu çekteki keşideci imzasının sanığa ait olmadığını belirtmesi ve dosya içinde yer alan sanık imzaları ile keşideci imzası arasında benzerlik bulunmadığının izlenmesi karşısında; sanıktan imzanın kendisine ait olup olmadığı, çekin elinden rızası dışında çıkıp çıkmadığı ve suça konu çekteki keşideci imzasındaki farklılığın nedeni sorularak, sanığın suç konusu çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını belirtmesi halinde ilk ciranta olan D... Haddecilik San. ve Tic. A.Ş. yetkilisi dinlenip çeki kimden ve ne sebeple aldığının belirlenmesi, gerektiğinde sanığın başka amaçla atılmış samimi imzalarını ve yazılarını içeren belgeler ( çek hesabı açılırken düzenlenen imza föyü, resmi daireler ve bankalarda yazı ve imzasını içeren belgeler ) getirtildikten sonra, suça konu çekteki yazı, rakam ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı bilirkişi marifetiyle saptanıp, çeki keşide etmediğinin belirlenmesi halinde, verdiği yetki ile yararına çek keşide edilip edilmediği hususu da araştırılarak sonucuna göre hesap sahibi olarak da sorumluluğu bulunan sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Sanığın nüfus kayıt örneği getirtilip incelenmeden hüküm kurulması suretiyle, 5271 sayılı CMK'nın 209. maddelerine aykırılık oluşturulması,
3-20.12.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı "Çek Kanunu" ile 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun" yürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün ( BOZULMASINA ), 09.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






T.C
YARGITAY
ONUNCU CEZA DAİRESİ

E: 2008/10817
K: 2010/11607
T: 13.05.2010


  • Karşılıksız Çek Keşide Etme

  • Çekin Cirosu

  • İbrazdan Sonra Yapılan Ciro

Özet: İbrazdan sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu dikkate alınarak, suça konu çekin ibraz anında muhatap banka tarafından alınan fotokopisinin okunaklı ve onaylı örneği getirilip, ibraz tarihinde şikâyetçinin cirosunun, dolayısıyla şikâyet hakkının bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
(3167 s. Çek K. m. 4,16/1)
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık A.Okan hakkında ( Çorlu İkinci Asliye Ceza Mahkemesi )'nce yapılan yargılama sonucu, 05.07.2006 tarihinde 2005/336 esas ve 2006/394 karar sayı ile kurulan mahkûmiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımın bozma isteyen tebliğnamesi ile 25.06.2008 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya İncelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1-İbrazdan sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu dikkate alınarak yapılan incelemede; suça konu çek fotokopisinde, şikâyetçi Nazım'ın cirosunun banka ibraz kaşesinden sonra olduğu ve çeke ilişkin olarak muhatap banka tarafından düzenlenen ihtarnameye göre de ibraz eden hamil olmadığı anlaşıldığından, suça konu çekin ibraz anında muhatap banka tarafından alınan fotokopisinin okunaklı ve onaylı örneği getirtilip, ibraz tarihinde şikâyetçinin cirosunun, dolayısıyla şikâyet hakkının bulunup bulunmadığı araştırılıp saptandıktan sonra hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-20.12.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı "Çek Kanunu" ile 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun" yürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün ( BOZULMASINA ), 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













T.C
YARGITAY
ONUNCU CEZA DAİRESİ

E: 2008/7401
K: 2010/3715
T: 22.02.2010


  • Karşılıksız Çek Keşide Etme

  • İbraz Tarihi

Özet: Karşılıksız çek keşide etme suçunun oluşması için ibraz tarihinin çek üzerine yazılması zorunlu olup, suça konu çekte ibraz tarihi bulunmadığından suçun yasal unsurlarının oluşmadığının gözetilmesi gerekir.
(3167 s. Çek K. m. 4,16/1)
(5941 s. Çek K. m. 3,5)

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Zübeyir hakkında ( Elmalı Asliye Ceza Mahkemesi )'nce yapılan yargılama sonucu, 13.07.2006 tarihinde 2006/140 esas ve 2006/289 karar sayı ile kurulan mahkûmiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın onama isteyen tebliğnamesi ile 06.05.2008 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 13.02.1989 tarih ve 1988/7-511 esas, 1989/43 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, karşılıksız çek keşide etme suçunun oluşması için ibraz tarihinin çek üzerine yazılmasının zorunlu olduğu; suça konu çekin dosya içinde yer alan fotokopisinde ibraz tarihinin bulunmadığı ve 13.07.2006 tarihli oturumda incelenen çek aslında da ibraz tarihinin bulunmadığının belirtildiği, bu nedenle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün ( BOZULMASINA ), 22.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Tebliğname No : 10 - 2007/25595
Daire:10. Ceza Dairesi
Tarih: 2010
Esas No: 2008/14518
Karar No: 2010/15166
İlgili Maddeler: 5941/5
İlgili Kavramlar: şirketin devri ve sanığın sorumluluğu


TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI
İNCELENEN KARAR;
MAHKEME : ERZİNCAN 1. Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ TARİHİ : 28/11/2006
Mahkeme Esas : 2006/430
Mahkeme Karar: 2006/810
SANIK : Zeki YAKIŞIR
SUÇ : Karşılıksız çek keşide etmek
HÜKÜM : Beraat
TEMYİZ EDEN : Cumhuriyet savcısı
TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Bozma


Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Suça konu çekin Burtan İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait hesaptan keşide edildiği, sanığın şirketteki hissesini 29.06.2005 tarihinde Erzurum 4. Noterliğince düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile devrettiği anlaşılmış ise de; suça konu çekin ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği sanığa sorulup, ileri tarihli düzenlenmiş ise sanığın düzenleme tarihinde hesap sahibi şirket adına çek keşide etme yetkisinin bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa yetki belgesinin getirtilmesinde ve hükümden sonra yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu hükümleri de dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 21.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye Mahmut Ali Emel Kamil Hüsnü GÜL KINACI ÖZGAN KARAHAN UĞURLU

======================================================================
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi

E:2008/2254

K:2008/15675
T:07.07.2008

Görevi Savsama

Görevde Yetkiyi Kötüye Kullanma
Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması


Özet
Avukat olan sanığın, katılan hakkında açılan davayı takip etmek hususunda anlaşıp vekalet almasından sonra; katılanın masraflarını vermemesi nedeniyle duruşmalara katılamaması karşısında, davayı takip etmeyeceğini katılana bildirmesi gerektiği gözetilerek, davanın takipsiz bırakılıp, katılanın mağduriyetine neden olunması eyleminin görevi savsama suçunu oluşturacağı gözetilmelidir.

5237 s. Yasa m. 257/2
1136 s. Yasa m. 34,41

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; bir hukuki uyuşmazlık nedeniyle başkasını temsil etme görevini kabul ederek vekalet ilişkisi kurulmasını sağlayan avukat, müvekkilinin menfaatine ve iradesine uygun bir sonuca yönelen bir iş görmeyi, zaman kaydına tabi olmaksızın ve nispeten bağımsız olarak yapma borcunu, amacın elde edilememesinden doğacak sonuç ona ait olmamak üzere yürütür. Duruşmalara katılmayan avukatın o işe ait vekalet görevini 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 41. maddesine göre durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile sürdürmesi ve aynı Yasa'nm 34. maddesi uyarınca bu sürede görevini "özen, doğruluk ve onur" içerisinde yerine getirmesinin zorunlu bulunduğu gözetildiğinde, avukat olan sanığın, katılanla hakkında açılan tenkis davasını, adına takip etme hususunda anlaşıp vekalet almasından sonra, katılanın masraflarını vermemesi nedeniyle duruşmalara katılamaması karşısında anılan Yasa'nın 41. maddesi uyarınca davayı takip etmeyeceğini müvekkili katılana bildirmesi gerektiği gözetilmeden, davayı takipsiz bırakarak katılanın mağduriyetine neden olması biçimindeki eyleminin 5237 sayılı TCY'nin 257/2. maddesine uyan görevi savsama suçunu oluşturduğu gözetilmeden yasal temelden yoksun gerekçelerle beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı ve katılan Esra'nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKMÜN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesinden başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

-------------------------------------------------------------------------------------------------
Yargıtay 10. Ceza DairesiEsas No: 2008/2928 Karar No: 2009/999- Karar Tarihi 25.01.2010 - 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet-

YARGITAYDaire Adı: 10. Ceza Dairesi

Esas No: 2008/2928

Geliş Tarihi: 20/02/2008

Mahkemesi: Denizli 7. Asliye Ceza Mahkemes

iMahkeme Esas No: 2006/69

Mahkeme Karar No: 2006/260

Mahkeme Karar Tarihi: 31/05/2006

Dava Türü: 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet

Karar No: 2010/999

Karar: BOZMA


20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı “Çek Kanunu” ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunyürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir. (10. C.D.Karar Tarihi 25.01.2010. Esas No: 2008/2928. Karar No: 2010/999)



TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLENYARGITAY KARARI



 Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Tuncer YILDIRIM hakkında KADIKÖY 6. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 28.11.2007 tarihinde, 2007 / 439 esas, 2007 / 918 karar sayı ile mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanık tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 28.09.2009 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.



GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:



1 – Sanığın sorgusu için gönderilen çağrı kağıdında, 5271 sayılı CMK’nın 195. maddesinde öngörülen, duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda yargılamaya devam edileceği yönündeki yasal uyarının yer almadığı gibi; soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcılığına bildirdiği bilinen en son adresi yerine, muhatap banka şubesinden gönderilen resmi belgelerdeki eski iş adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesindeki yöntemle tebliğ edildiğinin anlaşılması nedeniyle; sanığın usulüne uygun olarak yeniden duruşmaya çağrısının sağlanması gerektiği gözetilmeksizin, yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,



2 – 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı “ Çek Kanunu “ ile 3167 sayılı “ Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” yürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde ve ayrıca, “( 1 ) numaralı bozma nedeni de göz önünde bulundurularak”, 5941 sayılı Kanun’da, 3167 sayılı Kanun’un aksine, 5271 sayılı CMK’nın 195. maddesinde yazılı açıklamanın yer aldığı davetiyenin tebliğ edilerek sanığın yokluğunda hüküm kurulmasının öngörülmemiş olması nedeniyle, sanığın sorgusunun yapılmasından sonra bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması,



3 – Kabule göre; adli para cezasının, 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu’nun 04.04.2007 tarih ve 2007 / 11963 sayılı kararın 1. maddesi uyarınca Türk Lirası ( TL ) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istem gibi BOZULMASINA, İNFAZIN DURDURULMASINA sanığın başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu değil ise serbest bırakılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 28.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



(KADIKÖY 6. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ 28.11.2007 gün ve 2007/439 esas 2007/918 -YARGITAY 10. C.D.'nin 2009/15031 esas 2009/19857 karar sayılı ilamı)







KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇLARINDA DOSYADA BULUNMASI GEREKEN BELGELER



DOSYA İNCELEME - HÜKÜM5941 Sayılı Çek Kanunu ile Yasada düzenlenen karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçlarında;UYARLAMA YARGILAMASI VE HÜKÜM VERMEYargılama dosyasında;



A –) İbraz sırasında banka tarafından alınan çek fotokopisi veya aslının onaylı sureti (fotokopisi)

B-) Hesap sahibi gerçek kişinin imza sirküleri (varsa; vekilin imza sirküleri, vekaletnamesi veya temsilcisinin imza sirküleri, temsile ilişkin belgeler)

C-) 1 - Hesap sahibi tüzelkişi adına çek düzenlemekle yetkili temsilcileri veya vekillerinin imza sirküleri

2 – Tüzelkişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesinin kim olduğuna ilişkin bilgi ya da tüzelkişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi belirlenmemişse; tüzelkişinin yönetim organını oluşturan gerçek kişilerin tamamına ilişkin bilgiler, Bulunmalıdır



.1 – ŞİKAYET HAKKI:Karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçu şikayete bağlı suçlardan olduğu için şikayetçinin şikayete hakkı olup olmadığı araştırılmalıdır.Karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçunda şikayet hakkı HAMİL’e tanınmıştır. Hamil; çeki elinde bulunduran kişidir.Çeki elinde bulundurması (hamil olması) koşuluyla; emrine çek keşide edilen, çeki bankaya ibraz eden veya ciro silsilesine uygun olarak çekin arkasında cirosu bulunan kişinin şikayet hakkı vardır.(5941 Sayılı Çek Kanunu madde 5/1.)



2 – ŞİKAYET SÜRESİ:Şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.Şikayet süresi T.C.K. nın genel hükümlerinde düzenlenmiştir.Şikayet süresi altı aydır.(5237 Sayılı T.C.K. nun 73 / 1. maddesinde : (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. )



3 – ŞİKAYETİN BAŞLANGIÇ TARİHİ:5941 Sayılı Çek Kanunu'nda şikayet süresinin başlangıç tarihi, çekin kanuni ibraz süresi içerinde bankaya ibraz edildiği ve karşılıksızdır işleminin yapıldığı tarihtir.



4- ÇEKİN UNSURLARI:Çekin unsurlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.Çekin unsurları T.T.K. nun 692. maddesinde sayılmıştır.T.T.K. nun 692. maddesindeki unsurlara ilave olarak, 5941 Sayılı Çek Kanunu 2. maddesinde sayılan bazı bilgilerin de çekin üzerine yazılması gerekmektedir. Ancak; 2. maddede sayılan bilgilerin çekin üzerine yazılmamış olması, T.T.K. nun 692. maddesindeki unsurları taşıması kaydıyla çekin geçerliliğini etkilemez. (Madde 2/9)4814 sayılı yasayla değişik 3167 sayılı Çek Yasası 3. maddesine göre 31.07.2003 tarihi ile 5941 SayılıÇek Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 20.12.2009 tarihi arasında düzenlenen çeklerde vergi kimlik numarası T.T.K. nun 692. maddesinde sayılan unsurlara ilave unsur olarak aranacak ve bu tarihler arasında düzenlenen çeklerde vergi kimlik numarasının bulunmaması; çekin geçerliliğini etkileyecek,çek adi belge niteliğinde kabul edilecektir.T.T.K. nun 692. maddesinde sayılan çekin unsurlarından herhangi birisinin veya 31.07.2003-20.12.2009 tarihleri arasında düzenlenen çeklerde vergi kimlik numarasının bulunmaması (eksik olması) halinde; 3167 Sayılı Çek Yasası 16. veya 5941 Sayılı Çek Kanunu 5/1. maddesinde düzenlenen suç oluşmaz, ancak bu durumda dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı kararda tartışılmalıdır.



5 - İBRAZ TARİHİ:Çekin süresinde ibraz edilip edilmediği araştırılmalıdır.5941 Sayılı Çek Kanunu göre çekin muhataba ibraz edildiği tarih, karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçunun oluşumunu etkilemektedir.5. maddenin 1. fıkrasına göre; çekin, üzerinde yazan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içerisinde ibrazı halinde karşılıksızdır işlemi yapılırsa suç oluşmaktadır. Önceden ibraz halinde bu maddede düzenlenen suç oluşmamaktadır.İbraz süresinin nasıl hesaplanacağı T.T.K. 708. maddesinde gösterilmiştir.(T.T.K. Madde 708 – Bir çek keşide edildiği yerde ödenecekse on gün; keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.Ödeneceği memleketten başka bir memlekette keşide edilen çek keşide yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.Bu bakımdan, bir Avrupa memleketinde çekilip ve Akdeniz’de sahili bulunan bir memlekette ödenecek olan ve bilmukabele Akdeniz’de sahili olan bir memlekette çekilip bir Avrupa memleketinde ödenmesi lazım gelen çekler aynı kıtada keşide edilmiş ve ödenmesi şart kılınmış sayılır.Yukarda yazılı müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işler.)



a- 3167 Sayılı Çek Yasası'na göre çekin üzerinde yazan keşide tarihinden önce çekin muhataba ibrazı, suçun oluşumunu engellememekte iken 28.02.2009 tarihinde 3167 Sayılı Çek Yasasına eklenen geçici 2. maddeye göre; çekin önceden ibrazı halinde karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşmamakta, ancak karşılıksız çıkan çek nedeniyle hukuki takip yapılması mümkün olmaktaydı.



b- 5941 Sayılı Çek Kanunu'na göre ise; çekin üzerinde yazan keşide tarihinden önce ibraz edilmesi halinde hem karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçu oluşmamakta hem de bu çekle ilgili hukuki takip yapılması engellenmektedir. (Madde 3/8 - GEÇİCİ Madde 1/8)5 - KEŞİDECİNİN YETKİSİ;Çeki keşide edenin çek keşide etmeye yetkili olup olmadığı araştırılmalıdır. Keşideci, çek keşide etmeye yetkili olmadığı halde hesap sahibinin bilgi ve isteği dışında çek keşide etmiş ise; 5941 SayılıÇek Kanununda düzenlenen suç oluşmaz, ancak unsurları bulunması halinde T.C.K. düzenlenen dolandırıcılık suçu oluşur.



6 – Çek hakkında ihtiyati tedbir kararı ya da mahkeme tarafından verilmiş ödemeden men kararı bulunması halinde ihtiyati tebbir veya ödemeden men kararının kaldırılıp kaldırılmadığı araştırılmalıdır.



7- ŞÜPHELİNİN SAVUNMASININ ALINMASI;C.M.K. hükümlerini uygulanmak suretiyle şüphelinin savunması alınmalıdır.



8- YABANCI PARA CİNSİNDEN KEŞİDE EDİLEN ÇEKLER;Yabancı para ile çek keşide etmek mümkündür.Ancak; hükümde tayin edilen adli para cezası Türk Lirası olmalıdır. Herhangi bir yabancı para cinsinden (dolar, euro, vs.) ceza tayin edilerek hüküm kurulamaz.Yabancı paranın Türk Lirası karşılığı belirlenmelidir.Çekte belirtilen yabancı paranın, çekin muhataba ibraz edildiği tarihte Merkez Bankasının efektif satış kuruna göre Türk Lirası karşılığı bulunmalıdır.



9- ADLİ PARA CEZASI MİKTARININ BELİRLENMESİ:5941 Sayılı Çek Kanunu 3. maddesine göre muhatap banka karşılıksızdır işlemi yaparken, ibraz edilen çekin arkasına;Banka tarafından ibraz eden hamile kısmi ödeme yapılmış ise bu miktar çek bedelinden düşüldükten sonra ya da banka ibraz eden hamile hiç ödeme yapmamış ise bu durum belirtilmek suretiyle çekin karşılıksız kalan miktarını açıkça yazmak zorundadır.Mahkemece tayin edilen adli para cezası; muhatap bankanın çekin arkasında açıkça gösterdiği çekbedelinin karşılıksız kalan kısmından az olmamalıdır.Ancak; resmi belgelerle kanıtlanmak suretiyle ya da şikayetçinin kabul etmesi halinde hüküm tarihine kadar söz konusu çek karşılığı hamile ödenen bedel cezadan düşülmelidir.



10- HÜKÜM KURMA



a- Çeki keşide etsin veya etmesin "hesap sahibi gerçek kişi" hakkında; 5941 Sayılı Çek Kanunu 5/1. maddesine göre çekin karşılıksız kalan miktarından az olmamak üzere adli para cezası ve çekdüzenleme ve çek hesabı açma yasağı,



b- Hesap sahibi gerçek kişi adına açılmış çek hesabından, "Yetkili yada yetkisiz temsilci" veya "yetkisiz vekil" hakkında sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, (Madde 5/4.)



c- İbraz tarihinde tüzelkişi adına "çek hazırbulundurmakla yetkili tüzelkişi temsilcisi" veya mali sorumlu belirlenmemiş ise "yönetim organının" tamamı hakkında; 5941 Sayılı Çek Kanunu 5/1. maddesine göre çekin karşılıksız kalan miktarından az olmamak üzere adli para cezası ve çek düzenleme ve çekhesabı açma yasağı,



d- İbraz tarihinde tüzelkişi adına çek karşılığını bankada hazır bulundurmakla yükümlü olmadığı haldeçek keşide eden tüzelkişi temsilcisi veya vekili hakkında, sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, (Madde 5/4.)



e- Hesap sahibi tüzelkişi hakkında, sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, (Madde 5/4.) Kararı verilmelidir.Hüküm kurulabilmesi için Cumhuriyet savcılığınca, cezalandırılmaları talebiyle iddianame düzenlenmiş olmalıdır.(Tebligname No:10/2010-41)

Yorumlayınız "Yargıtay İçtihatları"

Yorum Gönder

“Hiç kimse yalnızca borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz “

http://www.wikio.comFriendFeed'de bana abone olAdd to Technorati FavoritesPowered by  MyPagerank.Net web siteleriEconomics Blogs - BlogCatalog Blog Directory

powered by Blogger | WordPress by Newwpthemes